Alışveriş merkezlerinin gelişimi ve
günümüzde kullanımı
Günümüz Türkiye’sinde
kentsel projeler,kentsel dönüşüm kelimeleri fazlaca sık kullanılmaya başlandı.On
sene öncesine kadar vatandaşın tanımını
bilmediği bu olgular şimdi televizyon programlarında,sokaklarda,evlerde hatta
kahvehanelerde bile tartışma konusu
haline geldi.Peki bu durumunun kent üzerinde ki etkisi dışında kentliler
üzerindeki etkisi üzerinde yeterince duruluyor mu acaba?Kentsel dönüşüm adı
altında dokunduğunuz her bir taş,orada yaşayan,yaşamış olan kentlinin
anısı,hatta bir parçasıdır.İnsanları onların ‘iyiliği için’ sebebi altında
anılarından,yaşamından kopartma hakkı kimseye ait değildir.
Yapılan her bir
proje ile farkında olmadan yavaş yavaş
yaşam tarzımız değişti.Bu değişim kimilerine göre olumlu bir değişimken
kimilerine göre ise geri dönüşü olmayan zarar verici bir değişim,bazıları ise
yaşamımızın nasıl değiştiğinin farkında bile değil.Elbette şu anda son moda
olan yaşam tarzlarının da modası geçecek ve yeni arayışlar içinde başka başka
modalar ortaya çıkacak,onlar da tüketilecek ve bu kısır döngü olarak devam
edecektir.Peki bunun bir çözümü var mı?Tabiki hayır.İnsanlara ne sunuluyorsa
onlarda tercihleri doğrultusunda hareket ediyorlar ve bu şekilde yaşamlarını
sürdürüyorlar.Zaten bu duruma çözüm aramak gibi bir düşüncede de değil hiç
kimse.Ortada ki sorun insanların sunulan yaşam tarzlarını hemen
benimseyebilmesi değil bu değişimin çok hızlı bir şekilde gerçekleşebilmesidir.
Bu sorunsalın
oluşmasına sebep olan toplu
konut,AVM,rezidans gibi projeler
İstanbul’un artık önemli bir parçası haline geldi.Gazeteleri açtığınız
zaman 2 sayfa haber varsa en az 2 sayfa da bu tip projelerin renkli,cıvıl cıvıl
reklamları var.Mimari harikalar diye boy
gösteren bu reklamlarda ki projeler insanların almaya uğraştıkları,oralarda
yaşamak için borçlandıkları projeler. Tabiri caizse bazı insanların öyle
yerlerde yaşamak için can attıklarını biliyoruz.Fakat o yaşamları arzu eden
insanların bir çoğu istediklerini elde
ettikleri zaman , kısa süre sonra eski mahalle yaşamını,komşuluk ilişkilerini
,evlerine yürüyerek gitmeyi özlüyor.sunulan bu imkanlar sonucunda yapılan bu
tercihler insanları mutlu etmemekle birlikte,zaten varolan toplumsal katmanlar
daha net çizgilerle çizilmiş,rahatsız edici boyutlara ulaşmış oluyor.
Bu bağlamda
insanların yaşamına doğrudan etki eden başka bir proje grubu ise AVM’ler, yani
alışveriş merkezleri..
Alışveriş
merkezleri aslında şu anki modern anlamda çokta eski bir yapı türü değil.Fakat
alışveriş merkezlerine dükkanlar topluluğu olarak bakarsak süreç çok daha fazla
uzuyor.Hatta bu anlamda yapılan dünyanın ilk alışveriş merkezi İstanbul’da
bulunan Kapalı Çarşı diyebiliriz.
Kapalıçarşı, Nuruosmaniye,
Mercan ve Beyazıt arasında 22 kapılı ,64 cadde ve sokak ile 16 handan oluşan
dev bir yapıdır. Fakat günümüz AVM’ler ile kapalı çarşının ne yapısal özellikleri
benzerlik gösteriyor,ne de içerine
soluduğunuz hava.Bir kat çıkmak için
bütün mağazaların önünden geçirten,rotanızı başkalarının çizdiği
AVM’lerin tersine Kapalı Çarşı da rotanızı kendiniz belirlersiniz ve havanın
nasıl olduğunu saatin kaç olduğunu takip edebilirsiniz.Bir çok açıdan farklılık
gösteren Kapalı çarşı ya bu nedenle apayrı bir gözle bakmak gerekir.Ama yine de bazı yaklaşımlar, İstanbul’un ilk alışveriş
merkezi olarak Kapalı Çarşı’yı kabul etmektedirler. Oysa Kapalı Çarşı ve
bugünkü AVM’ler arasında “kapalı bir alanda biraraya gelen dükkânlar topluluğu”
olmanın ötesinde pek bir benzerlik
yoktur. Örneğin, Galleria AVM, internet sitesinde şöyle yazmaktadır: “Ekim 1988
yılında kurulan ve Türkiye’yi modern alışveriş kavramı ile tanıştıran Galleria,
dünya markalarını ve kaliteyi Türk halkı ile buluşturan ilk adrestir.
Türkiye’nin ilk büyük alışveriş merkezi olan Galleria, yıllarca İstanbul’un her
noktasından ziyaretçi kitlesine evsahipliği yaparak, Türkiye’de alışveriş
merkezlerinin ve tüketici alışkanlıklarının gelişmesine öncülük etmiştir.”
Günümüz
AVM’lerinin tarihçesine baktığımız zaman ise bu olgunun ilk habercileri 1900’lü
yıllarda Amerika ve Avrupa kentlerinde ortaya çıkan süpermarketlerdir.
Süpermarketler geleneksel anlamda alışveriş düzenini değiştiren yapı tipleri
olarak ortaya çıkmışlardır.Ekmeği fırından,eti kasaptan,sebzeyi manavdan alan
insanlar ilk olarak ürün çeşitliliğini
bu kadar kapsamlı bir şekilde süpermarketlerde görmüşlerdir. Bu yatırımlar da giderek gelişmiş ve şimdiki
halini almıştır.
Ancak günümüzde kullandığımız alışveriş
merkezlerinin çıkışı 1950’leri bulmuştur.Yapıldıkları ilk tarihlerde kentlerin
banliyo bölgelerine ilgiyi arttırmak amacıyla inşa edilen bu yapılar artık
günümüzde yaşantımızın bir parçası haline gelmiş bulunmaktadır.Aynı dönüşümün
banliyo bölgelerinde de yaşandığı konusunda görüşlerde vardır; “Banliyö
alışveriş merkezleri aile mahremiyeti, kentli istihdam ve otomobilden oluşan
bir kültürel pakete bağlıydılar. Banliyölerde yaşayan birçok kadın, özelikle
ABD’de çalışmayan anneler oldukları için bu düzenleme onları ev, araba ve
AVM’nin ‘özel’ alanına hapsetti. Bu anlamda alışveriş merkezleri, modern
yaşamın kamusal alanları haline geldiler. Dahası, AVM’leri gezenlerin sayısının
hızla artmasıyla, özel sahipliği olan, özel güvenlik güçleri bulunan tüketim
mekânları –resmî olarak olmasa da en azından birçok insanın kafasında- bir
kamusal mekân olarak görülmeye başlandılar.” (Gottdiener, 2005)
Türkiye ise ilk olarak ‘’Alışveriş merkezi’’ ile 1988
yılında Galeria Alışveriş Merkezi ile tanışmıştır. İstanbul'un Bakırköy
ilçesinde, Ataköy mahallesinde 1 Ekim 1988 tarihinde
dönemin başbakanı Turgut Özal'ın girişimleriyle açılan Galleria yapıldığı
dönemde ciddi ilgi toplamış,hatta başka şehirlerden insanlar bile ziyaretçisi
olmuştur. 77,906 m²'lik alana kurulan bu AVM hala günümüzde işlevini devam ettirmekterdir.
Galeria Alışveriş merkezini yapısal
özellikleri açısından incelediğimiz
zaman ise konut dokusuna yakın olmasına
karşın gayet içine kapanık,kent ile bütünleşmeyen bir tasarımla karşılaşıyoruz.
Fakat Galleria
Alışveriş Merkezi, Amerika – Las Vegas’ta yapılan ve 78 alışveriş merkezinin
iştirak etmiş olduğu uluslararası alışveriş merkezleri fuarı’ndaki yarışmada
“en iyi mimari tasarım”, “detaylı düşünülmüş proje”, “hızlı inşaat ve farklı
özellikler taşıyan merkez” ve “en iyi shop mix” ödüllerini almıştır. (1989 )
Galleria alışveriş
merkezinden sonra Türkiye’nin ikinci alışveriş merkezi Ankara’da açılmıştır. 13 Ekim
1989 tarihinde Ankara'nın başkent oluşunun 66. yıldönümüne denk gelen günde 8.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından
açılışı yapılan Türkiye'nin ikinci ve Ankara'nın ilk Alışveriş Merkezi
başkentte hizmet vermeye başlamıştır. Atakule
Alışveriş Merkezi'ne anıtsal nitelik kazandıran 125 metrelik kule,döner
platformu ile Türkiye'de bir benzerinin bulunmayışı sebebiyle yapıyı kentin
simgesi haline getirmektedir.Döner platformda bulunan restoran ile meşhur olan alışveriş
merkezi,günümüzde yapılan bir çok örnekten farklı olmakla birlikte kentlinin
alışveriş geleneğini değiştirmede önemli bir role sahiptir.
Türkiye
yakın tarihlerde tanıştığı bu yapı tipi
günümüzde çok yaygın bir yatırım aracı olmuştur ve gün be gün örnekleri çoğalmaktadır.
EVA
Gayrimenkul Değerleme ile araştırma şirketi Akademetre tarafından yapılan araştırma sonucu Türkiye AVM Potansiyeli
Raporu 2012-2014 Analizi sonuçlarına göre Şu an Türkiye’de 265 Aktif
AVM mevcut, 55 ilimiz ise henüz AVM ile tanışmamış durumda. Bugünden
itibaren 2012’de 40 AVM açılışı bekleniyor. 2013 de bu sayı 29, 2014 de ise 13
olarak bekleniyor. Bu gelişmelerle 2014 yılında Türkiye’de 347 AVM olacak.
2008 yılında bakılan kaynaklarda İstanbul’da
yaklaşık 51 adet AVM olduğu ileri sürülmektedir. Buna göre, bu 51 AVM’nin 6’sı
1995’ten önce yapılmıştır. 1996-2000 döneminde 10 adet AVM yapılmış, 2001-2005
döneminde bu sayı ikiye katlanarak 19’a çıkmıştır. 2006-2008 yılları arasındaki
2 yılda ise 16 adet AVM inşa edilmiştir. Buna göre, İstanbul’da AVM inşaatının
2000’li yıllardan bu yana hız kazandığı görülmektedir. O tarihlerde ki mevcut AVM’lerden 41’i Avrupa yakasında, 10’u ise
Anadolu yakasında bulunmaktaydı. (1)
Günümüzde
İstanbul’da bulunan AVM sayısına baktığımızda ise 2008 sonrasında 4 yıl içinde
ki gelişme çok ciddi boyutlardadır.
İllere göre bakıldığında İstanbul’ un 81
aktif alışveriş merkezi ile lider olduğu, Ankara’nın 30 ve İzmir’ in 16
alışveriş merkezi ile onu takip ettiği görülüyor.Aradan geçen 4 yılda sadece İstanbul’da toplamda 40 alışveriş
merkezi açılmıştır. Aynı zamanda ziyaretçi sayılarında da ciddi artışlar
gözlenmektedir.Aynı araştırmanın sonuçlarına göre 2005 yılında sektörde
büyük bir sıçrama yaşandı . 2011 yılı
itibariyle AVM’lerin aylık ortalama ziyaretçi sayısı 108 milyon kişi, bir
önceki yıl bu rakam 83 milyondu. 2012 de ise rakamın 122 milyona çıkması
bekleniyor.
Peki bu ivmeli artışın sonuçları ne olmaktadır,yapılan her yatırım tasarlandığı
gibi istenilen sonuçları elde edebilmiş midir?Tabi ki hayır.Bu kadar fazla
sayıda yapılan bu AVMlerden bazıları tabiî ki planlanan süreçleri
yaşayamamış,ya kapatılmış ya da işlev değişikliğine uğratılmış,başka bir
şekilde değerlendirilmeye çalışılmıştır. Habertürk’ün
22 Nisan 2012 tarihli haberine kapatılan yada işlev değişikliğine uğrayan
AVM’ler konu olmuştur.
Böyle ciddi boyutlarda artış gösteren bu yatırım aracının gündelik
yaşamımıza olan katkıları,getirileri ya da götürüleri nelerdir?
Bu sorunun cevabı mutlaka kişiden kişiye göre değişecektir. Bazı
insanlar böyle merkezlerde çok güzel vakit geçirirken,bazı insanlar ise
buralarda geçirilen zamanları bir kayıp olarak görmektedir.Toplumsal açıdan baktığımız
zaman mevcutta bulunan bir yere AVM açıldığında oradaki sosyal yaşamı ciddi
boyutta etkilediği aşikardır.AVM olmadan önce caddelerde mağaza gezen insanların
bir bölümü,AVM’nin gelişiyle alışveriş kültürlerini değiştirecek ve bu yapıları
hem bir ticari faaliyet hemde sosyal mekan olarak görmeye başlayacak , arkadaşları ile buluşmak için orayı adres
seçeceklerdir.Kışın kapalı ,yazın serin bir
ortam sunan bu merkezler
insanların ilgilerini çekecek ve de yaşamlarının bir parçası olacaktır.
Bu bağlamda İstanbul’da olan AVMlerden
bir kaçını incelediğimizde genel olarak yapısal özelliklerinin benzerlik
gösterdiklerini söyleyebiliriz.Örneğin;Galleria,Capitol,Metrocity gibi
örnekleri incelediğimiz zaman atriumlu plan tipi ile karşılaşıyoruz ki bu plan
tipi AVMlerde kullanılan en yaygın tipolojidir.Fakat zaman içinde alışveriş
merkezlerinin ikinci bir tipolojiyi barındıran bir değişim yaşadığınıda
görebiliyoruz.Akmerkez,kanyon gibi örneklere baktığımız zaman yapı içerisinde
rezidans ve ofis gibi işlevleride barındıran bir konum aldığını görebiliriz.Bu
izlenen değişimde merkezlarin farklı temalar ve kentsel öğeler ile ilişki kurma
çabasını da okuyabiliyoruz.Kanyon’da oluşturulmaya çalışılan sokak havası
ile dış koridor kullanımı konuya örnek olabilecek tasarımlardır.
Son yıllarda açılan Demirören ve Nişantaşı
City’s ise bulundukları konumları
itibariyle ciddi eleştriler almışlardır fakat açıldıktan sonra ki süreç yatırımcılarının planlandığı gibi
gelişmiş ve birçok ziyaretçiye ev sahipliği yapmaya devam etmiştir ,
etmektedir.Nişantaşı ve İstiklal caddesi gibi alışveriş potansiyeli ciddi
boyutlarda olan caddelerde insanların
kapalı mekanlara gitmesi aslında biraz ironiktir fakat şöyle bir gerçekte var
ki bu eleştrileri yaptığımız mekanları bizde fazlasıyla kullanıyoruz,bizde
onlarla yaşamaya alıştık ve bizimde AVM’ler yaşamımızın bir parçası..
Kaynakça:
(4)
Büyük Kentsel Projeler Olarak Alışveriş Merkezlerinin
İstanbul Örneğinde Değerlendirilmesi
Gülşen
Özaydın
Doç. Dr., MSGSÜ Şehir ve Bölge
Planlama Bölümü
Ebru Firidin Özgür
Dr., MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama
Bölümü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder